Ana Sayfa
Sinan'a Saygı Projesi
Mimar Sinan'ın Hayatı
Mimar Sinan'ın Eserleri
Fotoğraf Galerisi
        Yeni Eklenenler
Külliye Planları
Sinan Gezi Yolları
Gezi Haritaları
Haberler / Duyurular
Gönüllü Çalışma
Projeye Destek
İletişim
ENGLISH






1. Sinan Gezi Yolu: Büyükçekmece’den Havsa’ya…

Kapuağası (Haramidere) Köprüsü, Sokollu Mehmet Paşa Mescidi, Sultan Süleyman Kervansarayı, Sultan Süleyman (Büyükçekmece) Köprüsü, Sultan Süleyman (Silivri) Köprüsü, Sokollu Mehmet Paşa Külliyesi, Sokollu Mehmet Paşa (Lüleburgaz) Köprüsü, Sokollu Mehmet Paşa (Alpullu-Sinanlı) Köprüsü, Semiz (Cedit) Ali Paşa Camisi, Sokollu Mehmet Paşa (Kasım Paşa) Külliyesi


Daha Büyük Haritayı Görüntüle

Bu gezi yolu "Mimar Sinan Eserleri İstanbul Gezi Haritası"nda bulunan yedi gezi yolunun aksine, birbirine yakın Sinan yapılarını içermiyor. Dolayısıyla özel bir binek arabayla gezmeye başlamanız zamanı iyi kullanmak adına iyi bir tercih olabilir. Aksi takdirde Sinan'ın yapılarını yaptığı ilçelerin birinden diğerine geçerken çok fazla zaman kaybedebilirsiniz. Geziye başlamadan önce bir uyarı daha: Eğer Trakya Gezi Haritası'ndaki iki gezi yolunu birbirini takip eden iki gün içinde yapabilirseniz Sinan'ın Sultan Yolu üstünde yaptığı muhteşem imar faaliyetlerinin farkını daha iyi algılayabilirsiniz.

Geziye, İstanbul'un eskiden en çok tercih edilen sayfiye yerlerinden biri olan, günümüzde artık gelişmiş bir ilçe görünümündeki Büyükçekmece'den başlamanızı öneriyoruz. Güzel ve güneşli bir cumartesi sabahı tercih edilebilir. Büyükçekmece'ye giderken yol üstünde kalan Beylikdüzü'ndeki Kapuağası (Haramidere) Köprüsü'ne bakmayı ihmal etmeyin. Köprüyü çevreleyen yonca biçimli köprülü kavşak, maalesef köprünün yakınına gitmenizi engelleyecektir. Büyükçekmece Belediyesi'nin Kültür Park diye adlandırdığı bölge içinde bulunan üç Sinan yapısının en görkemlisi Sultan Süleyman (Büyükçekmece) Köprüsü'nü seyrederek park içinde yapacağınız sabah kahvaltısı, sizi uzun ve yorucu bir günü rahatça bitirebilmenizi sağlayacak. 

Kahvaltıdan sonra Kültür Park içinde Sokollu Mehmet Paşa (Sokollu) Mescidi ilk durağımız. Çeşitli dönemlerde geçirdiği onarımlarla özgünlüğünü tam olarak koruyamamış bu küçük mescit, "mimber minare" adıyla anılan, mescitten ayrı olarak tasarlanmış minaresiyle ünlü… Eğer ezan vakti mescidin çevresindeyseniz ancak çocukluğunuzdan hatırlayacağınız bir görüntüyle karşılacaksınız: Müezzini minber minarenin üstünde ezan okurken göreceksiniz.

Sokollu Mehmet Paşa Mescidi'nin minberli minaresinden...

Mescidin hemen yanında sizi, Büyükçekmece Belediyesi'nin özel etkinliklerde kullandığı diğer günler ziyarete kapalı olan Sultan Süleyman Kervansarayı karşılayacak. Kervansaray, değiştirilen üst örtüsü dışında özgünlüğünü koruyarak günümüze kadar gelebilmiş…

Ve sırada Sinan'ın en güzel eserlerinden biri olan Sultan Süleyman (Büyükçekmece) Köprüsü var. Bu sadece bizim yorumumuz değil, Sinan'ın ağzından, arkadaşı Sâî Mustafa Çelebi'nin kaleme aldığı bilinen Tezkiret-ül Bünyan adlı eserde de bu köprü, Sinan'ın en çok sevdiği eserler arasında gösteriliyor. Sadece bu bilgi değil, Sinan'ın Süleymaniye'de bulunan türbesindeki mezar taşında yazan bir dize de bu köprüye olan özel bağını açıklar nitelikte:

"…Çekmece'ye bir yüksek kemer çekti ki
Gökyüzünde Samanyolu gibi asılı duran…"

Sinan bu köprüyü, daha önceden bölgede bulunan ve yanlış yer seçimi yüzünden yıkılan köprünün yerine, daha uygun bir noktaya inşa ediyor. Sinan, bu yanlış yer seçimini, Kanuni Sultan Süleyman'a şöyle anlatıyor, köprüyü inşa etmeden önce: 

"Padişahım bu köprünün yıkılmasının sebebi şudur: Hazineden para sarfında tasarrufa özen göstermişler; köprüyü denizden uzağa çekerek, kenardaki yatağa oturtmuşlar. Bu yüzden temel dayanamayarak yıkılmıştır. Kısacası, denizin kenarı hem sığ ve hem de sağlam olduğu için, köprüyü deniz tarafına kondurmak daha iyidir diyerek köprüyü çizerek resimle arz ettim."

Köprü dört bölümden oluşuyor. Sinan, dört bölümün birbirleriyle buluştuğu noktalarda üç tane rıhtım tasarlamış. Köprünün yapımına rıhtımlardan başlanıyor. Kazıklar sayesinde havuzlar oluşturularak, havuzların içi doldurularak rıhtımlar oluşturuluyor. Sonra da köprülerin yapımına başlanıyor.  Büyükçekmece yönünden köprüye girdiğinizde dördüncü bölümde iki karşılıklı tarih köşkü göreceksiniz. Kuzeydeki (sağ taraftaki) tarih köşkünde Sinan'ın sadece bu yapıda bulunan imzasını da göreceksiniz.

Gün batımında Sultan Süleyman Köprüsü'nden bir kare...

Sinan'ın aynı yerde yaptığı farklı tipteki üç yapıyı gördükten sonra yolunuza Edirne yönüne doğru devam edebilirsiniz. Yaklaşık 30 kilometre sonra Silivri'ye ulaşacaksınız. TEM yolunu tercih edenler yolu biraz uzatacaklar ama belki de trafiğe girmeden daha kısa sürede Silivri'ye ulaşacaklar. TEM yolunu tercih edenler, yollarını biraz uzatarak Çatalca'daki Damat Ferhat Paşa Camii'ni de ziyaret edebilirler. Silivri'de Kanuni Sultan Süleyman'ın yaptırdığı köprü 2006 yılı sonunda trafiğe kapatıldı. Birbirinin aynı 32 gözden oluşan köprüyü en iyi görebileceğiniz açı, köprünün güneyinde, deniz tarafında Silivri Belediyesi'nin yaptırdığı Sinan heykelinin de bulunduğu park... 

Yavaş yavaş öğle oldu ve karınlarınız acıktı… Önerimiz Silivri'nin meşhur yoğurduyla midenizi biraz olsun bastırıp, Tekirdağ'da köfte yemeniz… Tekirdağ için Çanakkale yönüne doğru yaklaşık yarım saatlik bir yolunuz var. Tekirdağ merkezinde bulunan Rüstem Paşa Külliyesi'nden günümüze sadece camii ve medresenin küçük bir bölümü gelebilmiş. Rüstem Paşa Külliyesi'nin yakınında bulunan Tekirdağ Müzesi, Namık Kemal Müzesi ve III. Ahmet tarafından Macar Prensi'ne armağan edilen Rakoczy Evi'de gezi yolunuzu zenginleştirecektir.

Tekirdağ'dan sonra yönünüzü tekrar Edirne'ye doğru çevirmeniz gerekiyor. Yoldaki ilk durağınız Sokollu Mehmet Paşa'nın bir menzil külliyesi olarak Sinan'a yaptırdığı Sokollu Mehmet Paşa Külliyesi. Külliye'nin yakınındaki güzel ama yoğun araç trafiği yüzünden yorgun düşmüş köprü de yine Sinan'ın eseri. İlçe merkezindeki külliyeden günümüze cami, medrese, sıbyan mektebi, arasta, çifte hamam ve kervansarayın çok küçük bir bölümü (sadece bir duvar ve iki küçük mekân) kalabilmiş. Bu güzel menzil külliyesi, yol ve hükümet konağı yapımları nedeniyle büyük zararlar görmüş… Külliyelerin vazgeçilmez yapılarından biri olan çifte hamam ise şu an maalesef köfteci ve ciğerci dükkânları tarafından kullanılıyor.

Külliyeden Edirne yönüne doğru yaklaşık 500 metre kadar ilerlediğinizde, Sokollu Mehmet Paşa'nın yaptırdığı halk arasında Lüleburgaz Köprüsü adıyla anılan köprüden geçeceksiniz. Köprünün tam ortasında, yapım kitabesinin bulunduğu tarih köşkü günümüze ulaşamamış… Farklı boyutlarda yapılmış tahliye gözleri bir hayli etkileyici. Buna karşılık nehir suyunun taşıdığı ve köprünün hemen kenarındaki sanayi sitesinin yarattığı kirlilik bir o kadar düşündürücü…

Araç trafiğine açık köprünün üstünden geçerek, yolunuza devam edebilirsiniz. Bir sonraki Sinan köprüsü için ana yoldan biraz sapmak gerekiyor. Alpullu Şeker Fabrikası'nın yanından geçerek ulaşacağınız Alpullu Garı, size köprüye yakınlaştığınızı müjdeler… Köprünün güzelliği bütün günün yorgunluğunu unutturacak nitelikte; Trakya'daki köprüler arasında belki de en güzellerinden biri… Yirmi metrelik kemer, Sinan köprüleri içindeki en büyük açıklıktır. Eğer hasat zamanı Alpullu'daysanız, şekerpancarı saplarını yemeğe gelen koyun sürülerinin köprünün üstünden geçişi etkileyicidir.  

Lüleburgaz'daki Sokollu Mehmet Paşa Köprüsü'ne siyah-beyaz bir bakış...

Tekrar ana yola döndüğümüzde yavaş yavaş gün batmaya yüz tutar. Önünüzde sadece iki Sinan yapısı kaldı: Babaeski girişinde sizi karşılayacak Semiz (Cedit) Ali Paşa Camisi ile Havsa'daki Sokollu Mehmet Paşa (Kasım Paşa) Külliyesi. Semiz Ali Paşa'nın vasiyeti üzerine yaptırılan külliyeden sadece cami günümüze ulaşabilmiş. Havsa'daki külliye Babaeski'dekine göre biraz daha şanslı… Sokollu Mehmet Paşa'nın oğlu Kasım Paşa için yaptırdığı külliyede, son cemaat yeri yıkılmış cami, sıcaklık bölümleri kısmen korunabilmiş çifte hamam ve büyük çarşıdan geriye kalan dua kubbesi görülebilir.

Havsa'dan Edirne yaklaşık 20 dakika sürüyor. Havsa'dan Edirne'ye doğru giderken gün batar ve Selimiye'nin muhteşem silueti Edirne'ye hoşgeldiniz der. Önerimiz Osmanlı'nın üç başkentinden biri olan Edirne'de geceleyip ikinci Sinan gezi yoluna ertesi gün devam etmeniz. Akşam yemeği için en uygun yer, Selimiye'yi seyrederek köftelerinizi yiyeceğiniz Köfteci Osman!

© 2006 Sinan'a Saygı. Her hakkı saklıdır. [Çekül Vakfı] [Tarihi Kentler Birliği]